Mars’ta su bulunduğunun açıklanmasının ardından yeniden gündeme gelen Mars’a seyahat ve koloni kurma fikrinin yanı sıra uzayda ticaret için araştırmalar da devam ediyor. İnsanlar dünyada tükenmeye yüz tutan değerli madenleri, uzaydan elde etme arayışını sürdürüyor.
ABD Jeoloji Araştırma Kurumu’nun açıkladığı rapora göre; dünyadaki titanyum (Ti) rezervlerinin 34 yıl içinde tükeneceği belirtiliyor. Titanyum, başta uçak ve uzay mekiği imalatı olmak üzere, ağır sanayide kullanılıyor. Günümüzde; akıllı telefon, tablet, PC ve silâh üretiminde kullanılan, başta platin (Pt) olmak üzere yuropiyum (Eu) ve palladyum (Pd) gibi değerli, nadir metallerin kullanımı hızla artıyor. Tabletlerde yuropiyum (Eu), dokunmatik ekranlarda indiyum (In) ve kulaklıklarda neodimiyum (Nd) elementi kullanılıyor ve bu sebeplerden dolayı uzay teknolojisine sahip ülkelerin, asteroit madenciliği yaparak, bu tür değerli elementleri uzaydan elde etme çalışmaları sürüyor.
Uzayda Dünyadakinden Farklı Bir Elementin Olmadığı Bir Kez Daha İspatlanmış Oldu
Sızıntı Dergisi Kasım sayısında Nuh Özdin’in haberine göre bu işin öncülüğünü Planetary Resources şirketinin yaptığı ve Almanya’nın Darmstadt şehrindeki Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından gönderilen uydunun, aslında asteroit madenciliğinin başlangıcı olduğu belirtiliyor. Phiale aracının, gönderdiği bilgilerle, Güneş Sistemi’nin ve bütün kâinatın yaratılışı hakkında da yeni mâlûmatlara ulaşılacağı düşünülüyor. Asteroitler, Güneş Sistemi’ndeki en eski gökcisimleri olarak gezegenlerin nasıl meydana geldiği hakkında bilgi veriyor. Philae’nın gönderdiği rapor; uzayda Dünya’dakinden farklı element olup olmadığı konusunu tekrar araştırma imkânı da sağladığı ve incelemelerde yeni bir elemente rastlanmadığına değiniliyor. Haberde; uzayda dünyadakinden farklı bir elementin olmadığının bir kez daha ispatlanmış olduğu vurgulanıyor.
Ayrıca; dünyaya yılda ortalama 15 milyon ton uzay tozu indiği, bozulmadan ulaşabilen bu mikroskobik boyuttaki taneciklerinin lâboratuvar analizlerinin, bilim için büyük önem taşıdığı, bu tozların analizinden elde edilen bilgilerin Güneş’in ve diğer gezegenlerin bundan 4,5 milyar yıl önce meydana geldiği belirtiliyor. Cardiff Üniversitesi ve Edinburgh Kraliyet Gözlemevi üyesi bilim insanları, bu alanda yaptıkları çalışmalarda, “uzay tozu” olarak adlandırılan ve birçok yıldız ve gezegenin de meydana gelmesini sağlayan parçacıkların kaynağının süpernovalar olabileceği, dünyanın da aslında, uzay tozu parçacıklarının yoğun miktarlarda bir araya gelmiş bir biçimi olduğu haberde yer alıyor.