Başarı için Gerekli Kaynaklara Sahip misiniz?
Bazen büyümek sürecinde olan ya da işteki sıkıntılı durumla başetmek durumda kalan iş sahipleri ile konuştuğum zaman, büyümemek için en büyük gerekçelerinin para olduğunu söylüyorlar. Sorunları çözmek ya da büyümek için paranın o kadar da önemli olmadığını söyleyecek olsam bu sefer başka birşeyi bahane gösteriyorlar; ya düzgün elemanı bulamamak, ya aile şirketi olması, ya da yalnız çalışıyor olmaları, zamanlarının olmaması.
“Yani doğru ve yeterli kaynağa sahip değilim” bahanesi var. “Ah bende o para olsa ben neler yapardım” “Ahh Ondaki imkanlar bende olsa ooo….”. Bunları ya söylemiş ya da duymuşuzdur değil mi?
Ya ben size aradığınız kaynakların anahtarları ve asıl kaynaklar sizin içinizde dersem ne dersiniz? Es geçtiğiniz, önemsemediğiniz, beslemediğiniz, başkalarına yansıttığınız herkeste olan becerilerde olduğunu söylersem.
Gerçek liderlerin kaynakları kullanan değil; kaynak üreten, elindeki kaynakları maksimize eden kişiler olduklarını söylersem. Yoktan var eden, imkansızlıktan imkanlar yaratan! Mustafa Kemal Atatürk gibi, Nelson Mandela, Steve Jobs gibi, Oprah Winfrey gibi, Tony Robbins gibi..
Peki bu kaynak nasıl yaratılıyor. İÇİNDEKİ GÜCE İNANARAK. Kaynağın senin içinde olduğuna, içinde uyandırılmayı bekleyen bir dev olduğuna inanarak.
Yaratıcılığını kullanıyorsan, bir şekilde yeniden bir yol bulmayı becerebilirsin, cesaretin varsa kaybetsen de kalkıp yeniden toparlanıp yoluna devam edebilirsin değil mi?
Yukarıda bahsettiğim kaynakları hem kullanmak, hem de beslemek sizi zengin kılacaktır. Kaslar gibi… İşleyen kas çalışır; işlemeyen söner, zayıflar, zayıflayınca da problemleri çözmeye dair özgüven azalır.
Bu nedenle yaratıcılığını besleyecek sevdiğin faaliyetlerde bulunmak, oyun oynamak, espiri yapmak, gülmek, komedi filmleri izlemek, doğada yürümek, hayal etmeye zaman ayırmak, irade gücünü güçlendirecek egzersizler yapmak, kendine, insanlara ve canlılara şefkat beslemek, düzenli fiziksel egzersizler yapmak çok önemli. En önemlisi de şükran duyguları içinde olmak. Yaptıklarımıza, yapabildiklerimize, elimizde olanlara, miras aldıklarımıza şükrn duymak…
Bu güçlerini günlük hayatınızda ne kadar aktive ediyorsunuz? Belirli bir vizyonunuz var mı? Vizyonunuzu beslemek için hayaller kuruyor musunuz? Peki hayallerinizı yazıyor, olmuş gibi yaşıyor musunuz? Kendine gün içinde hayal kurma zamanları tanıyor musunuz?
İnandığınızı gerçekleştirmek için kendiniize ve içinizde size güç veren bu güçlere inanmanızda ve fiziksel kaslarınız gibi geliştirmenizde fayda var. Eğer fiziksel bir işte çalışıyor olsaydınız fiziksel formunuza dikkat edersiniz değil mi?
Formda olmak için fiziksel iş yapıyor olmak gerekmez, eğer iş hayatında uzun soluklu koşucu olmak istiyorsanız fiziksel formunuz yanında, duygusal formunuza ve zihinsel ve ruhsal formunuza de özen göstermeniz, yatırım yapmanız gerekmektedir.
Özünüzle bağlantı kurmak için gün içinde kendinize sessiz zamanlar ayırın. Ruhunuz düşüncenin durduğu boşlukta konuşur. Onu duyabilmek için gün içinde zaman zaman zihni durdurup kalbimizle bağlantıda bulunmakta, kalbimizin sesini dinlemekte fayda var. Aklımızla bulamadığımızda kalbimiz bize kaynaklarımızı nasıl kullanacağımızı söyleyecektir.
—-
Eğer çok mantık insanıysanız ve göreselleştirme de sıkıntı yaşıyorsanız, başlangıç için ve umutsuzluğa düştüğünüzde Kevin Kostner’in “Düşler Tarlası” filimini izlemenizi öneririm. Ana fikri “Sen yaparsan gelir”. Düşler gerçekleştirilmek içindir. Bu nedenle de sürekli beslenmesi ve gerçekeleşmesi için hergün küçük adımlar atılması gerekir. Bir hayali gerçekleştirmek için olmuş gibi tekrar tekrar, tekrar tekrar üzerinde düşünmeniz, en ince ayrıntısına kadar görselleştirmeniz gerelir.
İçsel gücünüze güvenerek, önünüzdeki problemleri sadece size güçlendiren, aşılması gereken birer öğrenme fırsatı olarak görmeniz ve aşmanız dileği ile iyi haftalar dilerim.
Nilgün YETİŞ
İş ve Başarı Koçu
