Köşe Yazıları
Ne zaman adam oluruz
-Herhangi bir devlet dairesi , kurum ya da kuruluşta, bankada,ya da hastahanede
vatandaşların kimine “amca”, “teyze”, “dayı” ya da “gel bakalım”, “söyle”
şeklinde kimine ise “buyrun efendim nasıl yardımcı olabilirim” diye
değil, hepsine ikinci şıktaki şekilde hitap eden görevliler olduğu gün,
-Cadde veya sokakta yürürken, yere tüküren, sümküren ya da küfür ederek
konuşanlara asla rastlayamayacağımız gün,
-Esnaf ve benzeri ticaret erbabının müşterilerine aynı ürün için farklı fiyatlar
vermediği gün,
-Yollarda dilencilerin,su veya kağıt mendil satan çocukların olmadığı gün,
-Düğün, maç veya askere gönderme eğlencesi benzeri her olayda silahları
ile çevreyi savaş bölgesi haline getiren magandaların olmadığı gün,
-Yaşadığı her olumsuzluktan sonra, içki içerek bahanesini hazırlayıp
çevresine zarar veren, ya da çatılardan ya da balkonlardan atlamakla
tehdit eden hasta ruhluların veya tatlı su kurnazlarının kalmadığı gün,
-Çalışmadan, beleşten yaşayabilmek için her türlü şarlatanlık ve
arsızlığı yapan ve kendisini ve değerlerini satanların kalmadığı gün,
-Üniversite diplomalı sokak satıcıları ya da inşaat amelelerinin kalmadığı,
herkesin kendi mesleğini icra edebildiği gün,
-Herkesin sabah neşeli olarak yataktan kalktığı,ve gece huzur içinde ve yarınları
hakkında kötümser düşüncelere dalmadan uyuyabildiği gün,
-Hiç tanımadığımız birine, tipi hoşumuza gitmediği için potansiyel düşman gözüyle bakmadığımız gün,
-Sevgi ve samimiyeti asla kötüye kullanmadığımız gün,
-Her cümlemizin sonunda “ama..” diye devam ederek, biraz önce
söylediğimizin doğruluğunu muallak hale getirerek, nabza göre
şerbet vermekten, yani doğrularımızdan taviz vermekten vazgeçtiğimiz
ve her zaman tutarlı olabildiğimiz gün,
-En küçük ve basit şeylerden provokasyona ve dolduruşa gelmediğimiz gün,
Bizim de nihayet dünyada düzgün ve medeni bir yerlere gelmeye başladığımızı düşünebilir,
ve geleceğimiz hakkında ümitli olmanın zevkini tadabiliriz. ….
Tuncer Yıldırımgeç