Kendimizi Kandırmanın Ustalığı: Söylediğimiz ve Yaptığımız Arasındaki Uçurum
2024 yılı boyunca, modern toplumun en öne çıkan becerilerinden bazılarını geliştirmeye devam ettik: çok konuşup bir şey anlatmamak, çözümün bir parçası gibi görünüp oyalamak, ve en etkileyicisi, “mış gibi yapmak.” Bu yetenekler, bireyden topluma, iş hayatından sosyal ilişkilere kadar her alanda ustalıkla sergileniyor. Peki, gerçekten bu kadar mı iyiyiz? Yoksa sadece kendimizi kandırmakta mı ustalaştık?
İyi Bir Dünya İstiyoruz Ama…
Herkes daha sürdürülebilir, adil ve eşit bir dünya arzuluyor. Sosyal medyada paylaşılan mesajlar, yapılan konuşmalar hep bu yönde. Ancak, gerçek hayatta ne yapıyoruz?
- Sürdürülebilirlik mi dedik? Plastik şişeyi geri dönüştürmek yerine çöpe atmak hâlâ daha kolay geliyor.
- Adalet mi dedik? Tanıdığımız birine torpil yapmak, “sistemi biz yaratmadık” diyerek haklı çıkabiliyor.
- Eşitlik mi dedik? Sadece kendi çıkarımıza uyan eşitlikleri savunmakta üstümüze yok.
Mış Gibi Yapmanın Ustalığı
“Mış gibi yapmak” artık günlük hayatımızın bir parçası. İş yerinde çok yoğunmuş gibi görünüyoruz, sosyal medyada dünyayı değiştiren insanlar gibi poz veriyoruz, ama gerçekler tüm bu görüntülerin çok uzağında. Çünkü çözümün bir parçası olmaktan çok, sorunun üzerini örtmek daha kolay.
Kendimize Bakmanın Zamanı Gelmedi mi?
Bu denemenin amacı kimseyi eleştirmek değil, hepimize bir ayna tutmak. Savunduğumuz ve arzuladığımız şeylerin ne kadarını gerçekten hayata geçiriyoruz? Yoksa sürekli “kimse yamıyor ki, uymuyor ki ” yada “herkes yapsa ben de yaparım” diyerek sorumluluğu başkalarına mı yüklüyoruz?
2025 yılına girerken, belki de gerçek bir çözüm, “mış gibi yapmayı” bırakıp gerçekten harekete geçmekten geçiyor. Çünkü büyük değişimler, küçük ama samimi adımlarla başlar.