Avustralya’nın yerel havayolları, denizaşırı taşıyıcının lityum şarjlı bagaj etiketlerini yasaklamasına rağmen, bagajlarda izleme cihazlarının kullanılmasına izin vermeye devam edecek.
Qantas’ın bir sözcüsü, havayolunun müşterilerinin takip cihazı kullanmasını “hoş karşıladığını” ve kullanımlarıyla ilgili kuralları değiştirme planları olmadığını söyledi. Sözcü, “Şu anda cihazlar hakkında herhangi bir endişemiz yok” dedi.
Virgin Australia sözcüsü de Singapur Havayolları sözcüsünün yaptığı gibi izleme cihazlarının kullanımıyla ilgili herhangi bir kısıtlama olmadığını doğruladı.
Yorum için Air New Zealand ile iletişime geçildi, ancak havayolu bir yanıt vermedi.
Dizüstü bilgisayarlar ve telefonlardaki lityum piller alev alabilecekleri için güvenlik riski oluşturur. Bu yangınlar nadir olmakla birlikte yoğun bir ısı üretirler ve yakınlarda başka piller varsa “termal kaçak” olarak bilinen bir süreçte alev alabilirler.
El bagajı olarak alındığında, yangının fark edilmesi ve hızlı bir şekilde müdahale edilmesi mümkün olduğu için sorun olmamaktadır.
ABD’deki yetkililer, uçak iletişim sistemlerine müdahale etmeyen Bluetooth teknolojisine güvendikleri için, izleyicileri bir güvenlik riski olarak görmediklerini söylediler.
Apple AirTag gibi izleyiciler, yolcular tarafından bagajlarının kaybolması veya yanlış yönlendirilmesi durumunda takip etmek için kullanılıyor.
Bazen toplanan bilgiler, havayollarının kayıp bagajla ilgili iddialarına karşı kanıt olarak kullanılıyor.
Ağustos ayında, Florida havaalanında 19 yaşında bir havayolu taşeron çalışanı, valizdeki AirTag’i polisin Tallahasse’nin üç saat uzağındaki bir eve kadar takip etmesinin ardından, bagaj çaldığı için tutuklandı.
Lufthansa’nın politikasının uygulamaya konulması, takip cihazlarına havalimanlarında yetkililer tarafından el konulabileceği anlamına geliyor.
İçerik:theguardian
Avustralyalı havayolları Avustralyalı havayolları Avustralyalı havayolları