AJET’in insan kaynağı istihdam stratejisi ve sektörel yetenek ihtiyacı neleri kapsıyor?
AJET’in insan kaynağı istihdam stratejisi ve sektörel yetenek ihtiyacı, şirketin agresif büyüme hedefleri ve havacılık sektörünün dinamikleri etrafında şekillenmektedir. Cemal Kaya’nın açıklamalarına dayanarak, bu stratejiyi niceliksel büyüme, niteliksel yetkinlikler ve teknolojik entegrasyon başlıkları altında detaylandırabiliriz.
1. Niceliksel Büyüme ve İstihdam Hacmi AJET’in insan kaynağı ihtiyacı, doğrudan filo büyüme hedefleriyle orantılıdır. Şirket, 2033 yılına kadar uçak sayısını 200’e çıkarmayı hedeflemektedir. Bu büyüme, matematiksel olarak devasa bir istihdam açığı yaratmaktadır:
- Personel Katsayısı: Bir uçak için yaklaşık 13-14 pilot ve 25-30 kabin memuru istihdam edilmesi gerekmektedir.
- Toplam İhtiyaç: Mevcut 80 uçaktan 200 uçağa çıkılacağı düşünüldüğünde, eklenecek 120 uçak için bu katsayılarla çarpım yapıldığında binlerce yeni pilot, kabin memuru ve yer hizmetleri personeline ihtiyaç duyulacaktır.
- Mevcut Durum: Şu an halihazırda 400 pilot, 2000 kabin görevlisi ve 650 yer çalışanı bulunmaktadır, ancak bu sayı hızla artacaktır.
2. Temel Yetkinlik: İngilizce ve Kültürel Adaptasyon İşe alım ve kariyer ilerlemesinde en kritik eşik, teknik bilgiden ziyade dil yetkinliğidir.
- İngilizce Zorunluluğu: İngilizce, havacılık sektörü için tartışmaya kapalı bir “must” (zorunluluk) olarak tanımlanmaktadır. Uçak dokümantasyonlarından uluslararası iletişime kadar her süreç İngilizce yürütülmektedir.
- İletişim ve Kültür: Dil bilmek sadece konuşmak değil, karşıdaki kişinin kültürünü ve neden-sonuç ilişkisini anlamak için gereklidir.
3. Eğitim, Kaynak Kullanımı ve Üniversite İşbirlikleri AJET, yetenek havuzunu oluştururken hem Türk Hava Yolları (THY) ekosisteminden faydalanmakta hem de kendi kaynaklarını yaratmaktadır:
- Pilot Yetiştirme: THY’nin eğitim altyapısından tam destek alınmakla birlikte, büyüme hızı nedeniyle (200 uçak hedefi) sadece yerli kaynaklar yeterli olmayabilir. Bu nedenle ihtiyaca binaen yabancı pilot alımı da stratejinin bir parçasıdır.
- Genç Yetenekler ve Staj: Üniversite öğrencilerine yönelik part-time çalışma programları başlatılmıştır. Şu an için 3. ve 4. sınıf lisans öğrencileri hedeflense de, ön lisans öğrencileri ve farklı bölümlerden gelen talepler de değerlendirilmek üzere not edilmiştir,.
- Kendi Kendine Öğrenme: Adaylardan beklenen önemli bir özellik “merak” ve kendi kendine öğrenme yetisidir. Podcast’ler, yapay zeka araçları ve açık kaynaklar kullanılarak adayların kendilerini geliştirmeleri (örneğin ATPL teorisini öğrenmeleri) beklenmektedir,.
4. Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Global bir marka olma yolunda ilerleyen AJET, iş gücünde çeşitliliğe önem vermektedir. Farklı kültürlerden (yabancı çalışanlar gibi) gelen personelin, iş yapış süreçlerine farklı bakış açıları getirerek kaliteyi artırdığı düşünülmektedir. Bu bağlamda yabancı uyruklu çalışan istihdamı ve staj imkanları da pozitif karşılanmaktadır.
5. Teknoloji ve Gelecek Güvencesi Yapay zeka ve otonom sistemlerin istihdamı tehdit edip etmediği konusuna net bir bakış açısı getirilmiştir:
- İnsan Faktörü: Yapay zeka tekrarlayan işleri yapabilse de, özgün üretim ve yaratıcılık hala insan odaklıdır. Pilotlu uçuşların en az 20 yıl daha devam edeceği öngörülmekte, bu da nitelikli iş gücüne (pilot, teknisyen vb.) olan ihtiyacın azalmayacağını, aksine artacağını göstermektedir,.
- Teknik Roller: Sadece uçuş ekibi değil, “Inflight Connectivity” (uçak içi internet) gibi yerli teknolojilerin geliştirilmesi ve entegrasyonu için mühendislik ve teknik yeteneklere de büyük ihtiyaç duyulmaktadır,.
Özetle: AJET’in stratejisi; çok hızlı büyüyen filoyu destekleyecek devasa bir sayısal istihdamı, ileri seviye İngilizce bilen, meraklı, teknolojiyi kullanan ancak insan odaklı kalabilen ve çeşitliliğe açık bir yetenek havuzuyla yönetmek üzerine kuruludur.
Farklı bir bakış açısıyla durumu somutlaştırmak gerekirse:
AJET’in mevcut durumunu, sadece binası bitmiş ama içi henüz döşenmemiş devasa bir gökdelene benzetebiliriz. Uçaklar (katlar) hızla inşa ediliyor, ancak bu gökdelenin yaşaması için sadece betona (uçağa) değil; elektriğini döşeyecek mühendise, güvenliğini sağlayacak ekibe ve içinde hayatı sürdürecek binlerce sakine (pilot ve kabin ekibi) ihtiyaç var. Bina ne kadar akıllı (teknolojik) olursa olsun, ışıkları yakacak olan hala insan kaynağıdır.

