Hava Kargo Hakkında Herşey
Manşet

GÖKLERDE BİR TÜRK

milli uçak

 

Türkiye 2023 yılına kadar 60-70 yolcu kapasiteli milli bölgesel yolcu uçağı geliştirilmesi projesi Başbakan Ahmet Davutoğlu‘nun katılımıyla Haliç Kongre Merkezi’nde tanıtıldı.

Türkiye 2023 yılına kadar 60-70 yolcu kapasiteli milli bölgesel yolcu uçağı geliştirilmesi projesi Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla Haliç Kongre Merkezi’nde tanıtıldı.

Törende konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Büyük bir hayal. Sadece bugünün hayali değil, bugünün rüyası, ideali, hedefi değil. Bundan 71 yıl önce 26 Mayıs 1944’te yani bundan bir gün önce, rahmetli Nuri Demirağ ve arkadaşları yeni ve genç Cumhuriyeti onurlandıracak büyük bir projeyi hayata geçirmek için çıktıklarında birçok engelle karşılaşmışlardı. 1944’te 26 Mayıs’ta onların geliştirdiği uçak, NuD38 uçağı İstanbul-Ankara arasında test uçuşunu başarıyla tamamlamıştı. Fakat kişilerin vizyon sahibi olması, bu vizyonu hayata geçirmek için fedakarlıklar yapması yetmiyor. O zaman devleti yönetenler bu vizyonu anlayamadıkları için, bu büyük ideali gerçekleştirmek yönünde atılan o cesur adımları takdir edemedikleri için Türkiye’nin yüzde yüz yerli milli uçak geliştirme projesi 71 yıl sonra, 71 yıl gecikmeyle bugün tekrar gündeme geliyor. Bir kez daha rahmetli Nuri Demirağ‘ı hayırla, takdirle anıyorum” dedi.

“Türkiye’de yapılan uçağın yurt dışına satışı bir kanunla durdurulmuş”

Başbakan Davutoğlu, Demirağ’ın 1936’da çıktığı ilk yolda bugün Deniz Müzesi‘nin yanındaki binada başlayan idealin önce başarılı adımlarla devam ettiğini, şimdiki Atatürk Havalimanı’nın bulunduğu yerde o günkü Amsterdam Havalimanı büyüklüğünde, hangarlarla, tesislerle kurulan güzel başlangıcın, stratejik vizyon yetersizliği dolayısıyla daha sonra da Eskişehir’de söz konusu olan bir kaza üzerine tümüyle iptal edildiğini söyledi.

Bunun üzerine Türk Hava Kurumu‘nun siparişlerini geri aldığına, yurt dışından yapılan siparişlerin o dönemin idarecileri, hükümeti tarafından bir kanunla durdurulduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şöyle devam etti: “Yani Türkiye’de yapılan uçağın yurt dışına satışı bir kanunla durdurulmuş. Bu aslında tek parti yönetimlerinin bazen ve ilkesel olarak bir bütün etrafında düşünüldüğünde ne kadar vizyonsuz bir perspektif çizebildiklerinin en çarpıcı örneği. Aradan yıllar geçti, o tek parti yönetimi gitti. O projeyi durduranlar iktidardan çekildiler. Ama o günden bugüne hiçbir hükümet tekrar bu projeyi gündeme alma, tekrar bu projeyle birlikte yeni ve güzel bir yolculuğa çıkma iradesi gösteremedi.”

Davutoğlu, AK Parti iktidarları döneminde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde, Türk havacılık sektörünün olağanüstü bir atılım içine girdiğini dile getirerek, “Dünyada yılda yüzde 5 büyüyen sektör Türkiye’de yüzde 15 büyüdü. Çok kısa bir sürede Türk Hava Yolları dünyanın en önemli markaları haline geldi. Çarpıcı birkaç rakam vermek gerekirse iç hat yolcuları 2002’de 9 milyonken, bugün 85 milyon. Takriben 10 misli arttı” dedi.

“Dünyada üçüncü, Avrupa’da ilk olan denize dolgu yapılarak inşa edilen havalimanı açtık”

Dış hat yolcu sayısının 34 milyondan, bugün 166 milyona çıktığını aktaran Davutoğlu, dünyanın en büyük havalimanını İstanbul’a inşa etmek için 2013’te harekete geçtiklerini hatırlattı.

Davutoğlu, 2003’te sadece Türk Hava Yolları’nın iç hatlarda 2 merkezden 26 noktaya sefer yaptığını, bugün ise 6 hava yolu şirketinin 7 merkezden 55 noktaya uçtuğunu kaydetti.

Geçen hafta Ordu-Giresun Havalimanı‘nı açtıklarını anımsatan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dünyada üçüncü, Avrupa’da ilk olan denize dolgu yapılarak inşa edilen havalimanı. Bir mucize. Aslında ideallerin kararlılıkla birleşmesi halinde engel tanımayacağının çok çarpıcı bir göstergesi. Ben birçok vesileyle Fatih Sultan Mehmet Han’ı anarak, Ordu-Giresun Havalimanı’nı misal olarak zikretmiştim. Fatih Sultan Mehmet Han, fetihten önce donanmayla Haliç önlerine geldiğinde, Haliç’in kapalı olduğunu gördüğünde normalde başka bir komutan olsa konvansiyonel bir şekilde düşünüp, ‘uygun bir zamanı bekleyelim’ diyebilirdi. Liderlik, konvansiyonel ve alışılagelmiş çizginin dışında karar alma yeteneğidir ve nitekim donanmayı karadan yürüterek Haliç’e inme fikri, o zaman için ilk anda söylendiğinde gerçekleşmesi imkânsız gelebilir de ama doğru, güçlü bir siyasi irade, doğru bir karar, idealin etrafında birleştiğinde olmazları olur kılıyor. Ordu-Giresun Havalimanı da ilk anda bakıldığında hemen denizin yakınından yükselen dağlar ve son derece coşkulu Karadeniz dalgaları arasında belki o mekânda havaalanı yapmanın zorluğu aşikârdı. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız o dönemde verdiği güçlü kararla hem bu yolu açtı hem de aşılmaz zannedilen yolların ve engellerin nasıl aşılacağının güzel bir örneğini verdi ve biz Ordu-Giresun Havalimanı’nı elhamdülillah büyük bir onurla açtık.”

Hakkari-Yüksekova Havalimanı

Benzer projelerle çalışmalara devam edeceklerini vurgulayan Davutoğlu, Hakkari-Yüksekova Havalimanı‘nı 55. havalimanı olarak açtıklarını anımsattı.

Davutoğlu, iktidara geldiklerinde ülkede 26 havalimanı bulunduğunu aktararak, şöyle devam etti: “Şu anda 55 havalimanı oldu. Hakkari-Yüksekova‘nın önemi de Hakkari denildiğinde genellikle Türkiye’nin hep bir köşesi, bir şekilde bir uç noktası ifade edilmek için kullanılan bir vilayetemizken, bu havalimanıyla birlikte sadece Türkiye’nin her köşesine değil, dünyaya bağlantı sağlayabilen ve Irak’tan, İran’dan ya da Erbil’den gelebilecek yolculara da ev sahipliği yapabilecek bir merkez, vilayet haline dönüşmeye başlıyor.

Bunun yine önemli bir tarafı, terör örgütünün yıllarca bu havalimanının açılmasını engellemek için gösterdiği çabalara, yaptığı tehditlere, baskınlara, iş makinelerini kırmalarına, işçileri tehdit etmelerine rağmen güçlü bir siyasi iradeyle bu havalimanının yapılmış olmasıdır.

Yine hava yolu bakımından son derece önemli bir istatistik olarak 2003 yılında 2 hava yolu şirketimiz 60 noktaya uçarken, 2014 yılında 6 hava yolu şirketimiz 237 noktaya uçuyor. 108 ülkede 237 noktaya uçuyor. Türk Hava Yolları bu çerçevede dünyanın en fazla destinasyonuna uçan hava yolu şirketi unvanını kazandı.”

“Nereye bir uçağımız iniyorsa orada bir büyükelçimiz olacak”

Dışişleri Bakanlığı döneminde de en fazla takip ettiği hususlardan birinin vizelerin kaldırılması, diğerinin de Türk Hava Yolları’nın uçuş noktalarının artırılması olduğuna işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Yükselen ülkelere baktığınızda British Airways’ın güneş batmayan imparatorluk iddiasıyla tarih sahnesinde yer alan İngiltere için taşıdığı önem, ister yükselen Almanya için Lufthansa’nın taşıdığı öneme baktığınızda veya diğer hava yolu şirketlerinin kendi ülkeleri açısından taşıdığı öneme baktığınızda, bizim için de hava yolu şirketlerimizin dünyada ne kadar çok noktaya uçtuğu, yükselmemizin en önemli kriterlerinden biridir. Nerede bir havalimanı varsa oraya inecek Türkiye Cumhuriyeti bayraklı hava yolu şirketi, başta Türk Hava Yolları şirketi olmak üzere diğer şirketlerimiz olacak. Nereye bir uçağımız iniyorsa orada bir büyükelçimiz, orada bir temsilimiz olacak. Artık Türkiye yerel, bölgesel düşünen bir ülke değil, küresel düşünen bir ülke ve bu küresel rekabette hak ettiğimiz yeri alacağız.”

Davutoğlu, son 12 yılda 10 milyon vatandaşın ilk kez uçağa bindiğini ifade ederek, 12-24 ve 25 saat süren uzun otobüs yolculuklarının yerini konforlu, çok kısa sürede hedefe ulaşabilen hava yolu imkanlarının aldığını söyledi.

Bu çerçevede 100 kilometrelik daireler içinde havalimanına ulaşım imkânı olmayan tek bir vatandaş bırakmayacaklarını dile getiren Davutoğlu, Türkiye’nin yükselen bir ülke olarak milli savunma sanayisini geliştirme konusunda çok geç kaldığını, yavaş davrandığını, önündeki on yılları kaybettiğini aktardı.

Davutoğlu, milli uçak yapımında 1944’ten bu yana geçen zamanın “kaybedilmiş yıllar” olarak görülebileceğini belirterek, 2002’de AK Parti iktidarı ülkede söz sahibi olana kadar bütün savunma ihtiyaçların dışarıdan karşılanacağı bir varsayım içinde davranıldığını, hatta bir takım rant çevrelerinin oluştuğunu kaydetti.

Artık hibe üzerinden kendi savunmasını tanzim etmeye çalışan bir ülke olmadığını vurgulayan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aksine 5 milyar dolarlık yıllık üretim, 1,6 milyar dolarlık ihracatı, 1 milyar dolara varan Ar-Ge çalışmalarıyla çok güçlü, dünyanın rekabet edebilecek kapasitedeki öncü ülkeleri arasında olan bir savunma sanayimiz var. Savunma Sanayii İcra Komitelerinde ele aldığımız hususlar bağlamında önümüzdeki dönemde de inşallah milli muharip uçağımızı, 2023’e kadar Türk semalarında uçurmuş olacağız. Tasarım için gerekli yetkilendirmeler verildi. Füze savunma sanayi konusunda, milli kapasiteyi artırıcı her türlü tedbir alınacak. Türkiye kendi savunması için neye ihtiyaç hissediyorsa, kendi mühendisleri, kendi sermayesi, kendi emeği, en önemlisi kendi iradesiyle hayata geçirecek. Bundan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bu çerçevede çok önemli bir atılım, tabiri caizse paradigmayı, oyunu, akış seyrini değiştirecek önemli bir kararı almamız gerekiyordu. Bu da milli bölgesel uçak yapımı.”

Yüzde 100 Türk tasarımı

Daha önce ilk sunumların Bakanlar Kurulu’nda yapıldığını, son aylarda bu çalışmalara hız verdiklerini bildiren Davutoğlu, geçiş aşamasıyla süreyi kısaltmayı, bir an önce sertifikasyonu ve güvenirliği olan model üzerinde yoğunlaşmayı ve onunla yola çıkmayı amaçladıklarını kaydetti.

Davutoğlu, Nuri Demirağ’ın uçağının o dönemin “A” kategorisinde sertifikasyonunu alan bir uçak olduğunu anımsatarak, ancak durdurulduğunu, durduranların ise ülkenin içinde ve dışında bağlantıları olduğunu söyledi.

Güvenirliği yüksek, test edilmiş model Dornier 328 ve 628 ile ilgili yapılan anlaşma ve telif haklarının alınması sonrasında sertifikasyon da dahil tüm süreçlerin kısa sürede tamamlanacağını vurgulayan Davutoğlu, 2019’da Dornier 328 model etrafında yapılan ilk uçağın uçuşa geçeceğini, 2023’te de sipariş edilen 50 uçağın üretileceğini dile getirdi.

Davutoğlu, 2020’de, Dornier 628 modeliyle ilgili tasarımın tamamlanıp, 2023’te uçuşun gerçekleşeceğine dikkati çekerek, yüzde 100 Türk tasarımı milli bölgesel uçak ile milli muharip uçağın birlikte Türk semalarında uçağını ifade etti.

Törene Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanı sıra  Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin de katıldı.

Törende, yerli uçak için Sierra Nevada Corporation’ın sahipleri Eren ve Fatih Özmen çifti ile sözleşme imzalandı.

İmzanın ardından Başbakan Davutoğlu’na yerli uçağın 29 Ekim 2019’da yapması planlanan ilk uçuş olan Konya-Yüksekova seferinin temsili biniş kartı takdim edildi.

Davutoğlu, biniş kartı üzerindeki tarihe dikkati çekerek, “Bunu bana tevdi eden yetkililer söz vermiş oluyorlar. Bunun takipçisi olacağım. Allah ömür verirse, inşallah bütün bu kadroyla birlikte 29 Ekim 2019’da Konya’dan kalkıp, dün açtığımız Yüksekova’ya ineceğiz. Hazreti Mevlana’nın diyarından, o güzel yaylalara, Seyyid Taha Hakkari’nin diyarına ineceğiz” ifadelerini kullandı.

TRJ328

yerli uçak

yerli ucak

 

ulaşımonline

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu